![]() |
---|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
KAŞ'IN KAHRAMANLARI ANITI
Yer
Proje Tarihi
Kurum
Yarışma Adı
Durum
: Antalya/Kaş
: 2021
: Kaş Belediyesi
: Kaş'ın Kahramanları Anıtı Tasarım Yarışması
: Katılımcı
Açıklama Raporu
Projenin ana fikri oluşturulurken Mustafa Ertuğrul Aker ve Yusuf Ziya Erdil'in yaşam öyküleri, başarıları, ortak noktaları detaylıca araştırılmıştır. Bu araştırma sonucunda, projenin öznesi olan bu iki kişinin oldukça sıkıntılı bir dönemde, bütün olumsuzluklara karşı gelerek ortaya koydukları sıra dışı cesaretin, özgürlük düşüncesinden ve parçası oldukları toplum bağlarından kaynaklandığı görülmüştür. Bu iki savaş kahramanının, ülkenin çok farklı noktalarında görev yapmış olsalar da diğer bütün özgürlük uğruna savaşanlar gibi köklerinden birbirlerine bağlandıkları, aynı yerden beslendikleri ve aynı şekilde en zor anlarda kendilerine ve herkese umut oldukları anlaşılmıştır. Aker ve Erdil'in hayatlarından yapılan çıkarımların doğada da bir şekle bürünmüş olarak karşımıza çıktığı fark edilmiştir. Etrafımızdaki her bir ağacın öyküsü ve amacı, esasına bakıldığında Aker ve Erdil'in öyküsünden ve amacından pek de farklı değildir. Bu noktadan doğan, yeri delerek gökyüzüne yükselme fikri projenin ana fikrini oluşturmaktadır.
Belirlenen fikir, proje alanının bulunduğu konum ve alanın biçimi ile bütünleşmekte ve alanın sadece bir geçiş noktası ve bu noktadaki anıt olarak kalmamasını, oranın meydanlaşmasını sağlamaktadır. Proje alanının denize en yakın köşesine yerleştirilen anıt denizden karaya ulaşanları karşılarken, karadaki insanlara da diğer taraftan uzanmaktadır. Proje alanının kuzey-güney doğrultusunda oluşturulan hareket, alana ulaşanları içine almakta, kucaklamakta ve merak uyandırmaktadır. Anıtın ve denizin karşısında olacak şekilde yerleştirilmiş taş bloklar, silüetin bir parçası olmanın yanı sıra insanların burada oturup arkasında kalan deniz ile birlikte anıtı deneyimlemesini, düşünmesini ve dinlenmesini sağlamaktadır.
Ana fikir ile şekillenen anıt, alanın köşesine 90 derecelik açı ile yerleşmektedir. Anıtı oluşturan beş adet kol bulunmaktadır. Bu kollardan ikisi 90 derecelik açıyı oluşturmakta, diğer kollar ise bu iki kolun arasında eşit derecelerde döndürülerek birleşmektedir. Bu kollar, iki korten levha yüzey ve arasındaki led şerit yüzeyden oluşmaktadır. Yer seviyesinden 7,50 metreye kadar yükselen bu kollar, zeminde de yer ile hemyüz biçimde, aynı doğrultuda bir süre devam etmekte bu sayede ışıklar ile mekânsal kaliteyi arttırmakta ve alanda bulunanlar ile bütünleşmektedir. Bu kolların arasında ise sahil şeridi boyunca devam eden mevcut beton zemin kaplamasının arasına seyrek şekilde yerleştirilerek başlayan ve anıta doğru sıklaşarak zemini tamamen kaplayan bazalt taş malzeme bir noktada yükselerek tepecikler oluşturmaktadır. Bu taş malzemenin benzer mantıkla anıttan uzaklaştıkça boyutu büyümekte ve bir noktada yer üstünde yükselerek daha önce bahsedilen oturma bloklarına dönüşmektedir. Oturma bloklarının arkasında ise iyice yükselerek tanıtıcı panoları oluşturmaktadır. Alanın kurgusu ve anıtın yerleşimi hem denizdekileri hem de karadakileri karşılayacak şekilde oluşturulduğu için hem anıtın iki yan yüzeyine hem de tanıtıcı panolara kahramanlarımızın isimleri, anıta özel tasarlanmış çizgilere sahip bir yazı tipi ile lazer kesim tekniği uygulanarak yazılmıştır. Tanıtıcı panolarda aynı zamanda Aker ve Erdil'in yaşam öykülerinden kesitlerin de yazılabileceği alan bulunmaktadır.
Yukarıda da bahsedildiği gibi tasarımda iki ana malzeme görülmektedir. Anıt ve tanıtıcı bloklarda korten çelik, zemin kaplaması, oturma ve tanıtıcı bloklarda ise bazalt taş kullanılmıştır. Tasarımın ana fikrini güçlendirecek biçimde kullanılan korten, zaman içinde rengi değişen, doğal koşullara göre şekillenerek varlığını koruyan bir malzemedir. Teknik raporda da detaylıca anlatıldığı gibi bu malzemeler doğal olmalarının yanı sıra imalatı, ulaşması kolay ve bölgenin iklimine fazlasıyla dayanıklıdırlar. Bu özellikleri ile tasarlanan anıt ve kurgulanan meydan uzun yıllarca bakıma ihtiyaç duymadan varlığını ve etkisini koruyacaktır.
Teknik Rapor
Tasarımda Kullanılan Malzemelerin Özellikleri ve Seçilme Ölçütleri
Tasarımın ana unsurları olan anıt yapısı ve onu çevreleyen meydanın düzenlenmesinde temel olarak iki tip malzeme kullanılmıştır. Bunlardan ilki korten (COR-TEN, paslanmış/paslandırılmış) çelik, diğeri ise bazalt taşıdır. Korten çelik, anıtı oluşturan çelik konstrüksiyon yapının kaplanmasında ve tanıtıcı panolarının ön yüzlerinde kullanılmış, bazalt taşı ise meydan döşemesinin yanı sıra oturma elemanlarının ve tanıtıcı panolarının malzemesini oluşturmuştur.
Bu iki malzemenin seçilme nedenlerinden ilki, yarışma şartnamesinde de vurgulandığı üzere doğal olmalarıdır. Korten çelik, karbon, silisyum, manganez, fosfor, kükürt, krom, nikel, bakır vb. madenlerin alaşımından oluşmakta ve üzerine herhangi bir yapay koruyucu uygulanmasına gereksinim duymamaktadır. Benzer biçimde bazalt taşı da ülkemizde oldukça sık rastlanan ve yalnızca mekanik işlemle kullanıma hazır hâle getirilebilen bir doğal taş malzemedir.
Malzeme seçiminin bir diğer ölçütü, çevre şartlarına dayanımdır. Yarışmaya konu olan alan, deniz kenarında konumlanması ve sıcak iklim şartları nedeniyle olumsuz çevre faktörlerinin etkisindedir. Yüksek nem oranı, sıcak hava, güneş ışığı, tuz içeren deniz suyu buharı vb. etmenlere ek olarak, yoğun insan dolaşımını karşılaması beklenen bu kamusal alanda kullanılacak malzemelerin, anılan olumsuzluklara dayanabilecek ve hatta bu koşullardan etkilenmeyecek nitelikte olmasına özen gösterilmiştir. Korten çelik, üzerinde oluşan oksitlenmiş (paslanmış) tabaka aracılığıyla yağmur, kar, sis ve diğer meteorolojik şartların korozif (aşındırıcı) etkilerine karşı uzun süre boyunca görünümünü korumaktadır. Bununla birlikte, tasarımdaki diğer temel malzeme olan bazalt taşı da yoğun ve sert yapısı sayesinde çevre şartlarına oldukça dayanıklı ve uzun ömürlüdür.
Bahsedilen malzemelerin bakım ve işlenebilme yönünden avantajları da ayrıca göz önünde bulundurulmuştur. Üretim biçimleri ve doğal özellikleri dolayısıyla korten çelik ve bazaltın, imalatın ardından düzenli bakıma ihtiyaç duymaması, onları ekonomik açıdan avantajlı kılmaktadır. Diğer yandan malzemelerin kolay işlenebilir olması, tasarımda farklı form ve detaylarda kullanılabilmesine olanak vermiştir. Korten plakalar anıtın farklı geometrik yüzeylerinin düzgün bir görünüm verecek şekilde kaplanmasını sağlamış, bazalt taşların farklı ölçülerde kesilebilmeleri sayesinde alanın zemin döşemesinin organik formu oluşturulabilmiş ve kuzey sınırındaki oturma ve bilgilendirme elemanları kurgulanabilmiştir.
Tasarım aşamasında, korten çelik ve bazaltın, alanın ve çevresinin mevcut zemin kaplaması olan beton malzeme ile görsel ilişkisi de göz önünde bulundurulmuştur. Bazaltın siyaha çalan koyu gri tona sahip bir doğal taş olması, mevcut yüzeyle hem renk uyumu oluşturmakta, hem de farklı bir tasarımın ögesi olduğunu vurgulamaktadır. Korten çelik ise bazalt taşın koyu rengi, durağan görünümü ve pürüzsüz yüzey özelliklerine tam bir karşıtlık oluşturmaktadır. Çelik yüzeyin kahverengiye yakın ve üzerine vuran ışığa göre farklı tonlar açığa çıkaran rengi ile hareketli ve ilgi çekici dokusu, onu bazalttan keskin bir biçimde ayırmakta ve tasarımdaki odak noktalarının fark edilebilirliğini arttırmaktadır.